Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» İslami Dini ve Türk Tarihi »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Türk ve İslam Tarihi ve İz Bırakanlar ::.. => Konuyu başlatan: Fatih - Kasım 29, 2013, 06:07:55 ÖS

Başlık: Sultan 2. Selim'in Vefatı (15 Aralık 1574)
Gönderen: Fatih - Kasım 29, 2013, 06:07:55 ÖS
Kanunî Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın oğlu olan Şehzâde Selim, 28 Mayıs 1524 tarihinde İstanbul'da doğmuştur. Hürrem Sultan'a kadar Osmanlı padişahlarının haremi eski sarayda yaşadığından, çocukluğu da burada geçmiştir. 1530 yılında diğer kardeşleri Şehzâde Mustafa ve Şehzâde Mehmed ile bir hafta süren şenliklerle sünnetleri gerçekleşmiştir. 16 yıl kadar devam eden saraydaki eğitiminden sonra Konya Sancakbeyliği'ne tayin edilmiştir. İki yıl sonra da veliaht olarak nitelendirilebilecek şehzadelerin sancağı hâline gelen Saruhan yani Manisa Sancağı'na tayin edilmiştir. Kanunî Sultan Süleyman'ın oğulları arasında, bazen gizli bazen de açık cereyan eden saltanat mücadelesinde, kendisine hiç şans tanınmazken, bazı hâdiseler neticesinde rakipsiz kalmıştır. Babası, Zigetvar Kalesi'nin fethi esnasında vefat ettiğinden, görev yaptığı Manisa'dan İstanbul'a gelerek padişah olmuştur.

İlk icraatı, babasının cenazesi için Belgrat'a gitmesidir. Kuşatma esnasında vefat eden Kanunî Sultan Süleyman'ın ölümü askerden gizlenmişti. Dolayısıyla devleti kırk altı yıl idare eden büyük padişahın ölüm haberinin bazı sıkıntılara sebep olabileceği düşünüldüğünden, yeni padişah Belgrat'a ulaştığında ölüm haberi askere tebliğ edilmiştir. Haberi alan asker, tahmin edildiği gibi moral olarak olumsuz etkilenmişse de, Veziriâzam Sokollu Mehmed Paşa'nın gayretleri ve yeni padişahın ordugaha yakın bir yerde bulunması durumu düzeltmiştir. Elli gün önce vefat etmiş olan Kanunî'nin cenaze namazı Belgrat'ta yüz bin kişiden fazla askerin katılımıyla kılınmış ve İstanbul'a dönülmüştür. Yeniçeriler ve Kapıkulu Ocaklarının "cülus bahşişini" az bulmaları gerekçesiyle çıkardıkları ufak çaplı isyan hareketinin önüne geçilmiştir. Tarihte ilk defa ilmiye sınıfına da cülus bahşişi verilmiş ve bu durum, bundan sonra gelenek hâlini almıştır.

Sultan İkinci Selim dönemi, devlet işlerinin Ve­zi­ri­azam Sokollu Mehmed Paşa'ya bırakıldığı bir za­man olmuştur. Aynı zamanda padişahın damadı da olan Sokollu, Kanunî'nin son dönemlerinde ikbali parlayan oldukça tecrübeli bir devlet adamıydı. Devlet işleriyle uğraşmayı pek sevmeyen padişah, Sokollu Mehmed Paşa'nın da gayretleriyle idareyi tamamen ona teslim etmiş, neticede paşanın tam hâkim olduğu bir dönem başlamıştır.

İkinci Selim döneminde devletin haşmeti ve gücünde pek bir değişiklik olmamıştır. Avusturya ile Edirne Anlaşması imzalanmış, İran ile münasebetler dostane şekilde devam etmiştir. Yemen'de Osmanlı Devleti'nin aleyhine gelişen hâdiseler karşısında gereken tedbirler alınmış, zor da olsa sükûnet sağlanmıştır. Portekizlilerin tehditleri karşısında Osmanlı sultanından yardım isteyen Açe Sultanlığı'na (Endo­nezya-Sumatra) yardım için bir donanma gönderilmiş ve bu tehdit ortadan kaldırılmıştır. Rusların, Kazan ve Astarhan hanlıklarını işgal etmeleri, yeni bir Rus tehdidinin ortaya çıkmasına sebep olduğundan, Kırım hanına yardım edilerek bu durum engellenmeye çalışılmıştır. Hem Rusların faaliyetlerinin kontrol altına alınması hem de İran coğrafyasına yapılacak askerî harekâtlarda donanmadan daha iyi bir şekilde faydalanılabilmek için, Don-Volga kanal projesi düşünülmüşse de, bu gerçekleştirilememiştir. Akdeniz'de hâkimiyetin tesisi ve devamı için Tunus fethedilmiş, stratejik bir mevkide bulunan Kıbrıs'ın da fethine başlanarak, Ağustos 1571 tarihinde ada tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır. Kanunî döneminde başlayan ve Barbaros Hayreddin gibi büyük bir denizcinin gayretleriyle kurulan bu hâkimiyet, İnebahtı yenilgisiyle yara almışsa da, bu durum telâfi edilmeye çalışılmıştır.

Sultan 2. Selim haremdeki hamamda ayağının kayması neticesinde düşerek yaralanmış, tedaviye rağmen 15 Aralık 1574 tarihinde vefat etmiştir. Padişahlığı; sekiz yıl, iki ay, on dokuz gün sürmüştür. Ayasofya Camiî avlusunda inşa ettirmiş olduğu türbesine defnedilmiştir.

2. Selim, ordunun başında sefere çıkmayan ilk padişahlardandır. Dolayısıyla kendisinden sonraki padişahlara bu konuda iyi misâl olmamıştır. Devlet işlerine doğrudan müdahale etmediyse de, işlerin takibini yapmayı ihmal etmemiş, Sokollu'nun icraatlarını zaman zaman denetlemiştir. Başta Selimiye Camiî olmak üzere Lefkoşe, Edirne ve İstanbul'da vakıf eserler inşa ettirmiş; Mekke ve Mescid-i Haram'da muhtelif tamiratlar gerçekleştirmiştir. 2. Selim'den sonra Osmanlı şehzadelerinin sancağa çıkma usullerinde bir değişikliğe gidilerek, sadece en büyük şehzade, veliahd şehzade sancağı olan Manisa'ya gönderilir olmuştur. İlim adamlarına ve bilhassa şairlere önem vermiş, kendisi de şiirler yazmıştır. En fazla bilinen mısraları şunlardır:

"Biz bülbül-i muhrik-dem-i şekvâ-yı firâkız
Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden"

(Biz, ayrılığın gül bahçesinde, öylesine âteşli âhlar eden bir bülbülüz ki, eğer sabah yeli şakıdığımız bahçeden geçecek olsa, ateş kesilir.)
Başlık: Ynt: Sultan 2. Selim'in Vefatı (15 Aralık 1574)
Gönderen: вαşκαп - Ekim 15, 2017, 05:13:46 ÖS
Emeğine Yüreğine Sağlık
Başlık: Ynt: Sultan 2. Selim'in Vefatı (15 Aralık 1574)
Gönderen: Özgür Kız - Ekim 01, 2018, 10:31:59 ÖÖ
 eys