Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Paylaşmak İstediklerim ::.. => Konuyu başlatan: SeuĿ. - Aralık 21, 2013, 09:22:39 ÖÖ

Başlık: Kısık Sesler
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 21, 2013, 09:22:39 ÖÖ
Rahman’ın misafirleri yine yollarda. Semâlara doğru bir ses, bir inilti, bir yakarış yükselmeye başladı bir kere daha. Dünyanın en büyük korosunun bu seneki fertleri muhteşem gösteri için sel gibi akıyor mukaddes topraklara; kimisi bir araba, gemi ya da uçakla ve kimisi de yaya…
 Melekler ve bütün ehl-i semâ başlarını cumbalarından çıkarmış “Binlerce maşaallah, bârekallah” sözleriyle seyrediyor yolcuları.. hacı adaylarının, cinlerin, meleklerin ve ruhânîlerin sesleri birbirine karışmış, inletiyor ovayı-obayı.. dağlar-taşlar, ağaçlar-yapraklar, kuzular ve kuşlar da tekrar ediyor aynı duayı:
 
 
“Lebbeyk Allahümme Lebbeyk…”[/b]
 
 Ne demek “Lebbeyk…”?
 
 Varlığını efendisine, sahibine bağlamış bir hizmetçinin, onun emirlerini yerine getirmek için gece gündüz elpençe divan durması ve efendiden gelecek en ufak bir işaret karşısında “Buyurunuz, emrinize âmâdeyim!” demesi ne ise, kulların “Lebbeyk” nidâsı da aynı mânâyı ifade etmekte: “Emirlerini yerine getirmeye hazırım, irâdemi Sana bağladım, işte buradayım,!”
 
 
“Emret yâ Rabbi, buyur yâ Rabbi!.. Çağırdın, biz de geliyoruz yâ Rabbi!.. Davetine sözümüz ve özümüzle geliyoruz; buyur Allahım. Ey ortak ve benzeri olmaktan münezzeh Rabbimiz! Hamd Senin, minnet Senin ve mülk de Senin. Sen teksin, eşsizsin, emsalsizsin, buyur yâ Rabbi!”[/u][/b]
 
 Evet, “Lebbeyk” sözü bir davete, bir çağrıya cevap verirken kullanılan bir nidâ ifadesi ve sesleniş tarzıdır. İşte, asırlarca mahcubiyet, ümit, ask, iştiyak, hasret ve hicranla yollara dökülen insanların da kulaklarında çınlayan bir davet vardır.. ve bu “Lebbeyk…”ler o davete cevâben dört bir yanı inletmektedir.
 
 Hazreti İbrahim, Cenab-ı Allah’ın emri ve yer tayini üzerine, oğlu İsmail’in de yardımıyla, Beytullah’ı (yeniden) bina etmişti. İnşaat bittikten sonra Allah Teâlâ, Hazreti İbrahim’e “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf edenler, kıyama duranlar, rükuda bulunanlar ve secdeye varanlar için evimi temiz tut.” demiş ve şöyle buyurmuştu: “Ey İbrahim, bütün insanları hacca çağır; gerek yaya olarak, gerek uzak yolları geçen, derin vadileri aşan yorgun argın develer üzerinde sana gelsinler.” (Hacc, 22/26-27)
 
 Rivayete göre; Hazreti İbrahim, bu emir üzerine bir an duraklamış ve “Ya Rabbi, şu ıssız, sessiz, kimsesiz, ot bitmez, kervan geçmez çölde beni kim duyar; kim benim davetime icabet eder?!.” deyivermişti.
 
 Yanık ve haşin dağların, dik ve keskin kayaların ortasında kurbanlık oğlundan başk (http://www.tatliaskim.org)a kimsesi olmayan Halil’in sesini kim duyacak, o sese kim “lebbeyk” diyecekti?!.
 Fakat, Kimsesizler Kimsesi ona, “Sen seslen, ey İbrahim” buyurmuştu ve İbrahim bütün insanlığı hacca davet etmişti.
 
 Ey Efendimin dedesi, şimdi gördün mü ya!.. Değil dağlar-taşlar, aradaki asırlar bile senin sesinin nüfuzuna mani olamadı. O sesi biz de duyduk. Ey tevhid müezzini, şimdi çağrına koşanları, tevhid marşına iştirak edenleri görüyor musun?!. O yola biz de koyulduk. Renkleri, kültürleri, dilleri farklı yüzbinlerce kardeşle beraber, madem çağrıldık, biz de “Lebbeyk” diyor, biz de geliyoruz…
 
 Evet, bu çağrıya uyan, Allah’ın rızasına doğru sefere çıkan; “yaratılış piyesi”ni sergilemeye giden insanlar arasındayız, elhamdulillah. Fakat, bu yazıda benim maksadım ve derdim başk (http://www.tatliaskim.org)a.. ben hâlâ Hazreti İbrahim’in sesini düşünüyorum. Ve hacca giderken de diğer bütün taleplerimi bastıran bir duaya yapışıyorum:
 
 Ey İbrahimin sesini her asra, her yere ve herkese duyuran Rabbim… bu devrin gariplerinin, kardeşlerimin-arkadaşlarımın da bir mesajı var. Onlar da seslerini duyurmak istiyorlar cihanın her köşesine. Senin adını bayraklaştırmayı murad ediyorlar. Fakat, bizim etrafımızdaki dağlar Mekke’nin mehip dağlarından da haşin ve yüksek. İman ovalarının çiçekleri solmuş, otları kurumuş. Bugün de İbrahimler hâsid ruhların kıskançlık sürgünü, kalb Kabeleri müfsit ellerin çirkin höyüğü.. Hacerler hâmîsiz, İsmailler kimsesiz ve Cürhümîler sevgisiz…
 
 Evet, evet; bizim de herkese duyurmak istediğimiz bir mesajımız var. O mesaj Senin Halîl’inin de, Habîb’inin de mesajı idi. Sen onların sesini duyurdun; bugün bizim de gönüllerimiz kırık, seslerimiz kısık.. biz de inâyetine muhtacız. Başk (http://www.tatliaskim.org)a değil, Seni ve Efendimizi tanıtmak istiyoruz insanlığa.. Yardım etmezsen nasıl ulaşır sadâmız dört bir yana… İşte sana sığınıyor ve seslerimizi duyurmanı, gönülleri imana, Kur’an’a açmanı diliyoruz.
 
 
 Biz, kısık sesleriz.. minareleri,
 Sen, ezansız bırakma, Allah’ım!
 Ya çağır şurda bal yapanlarını;
 Ya kovansız bırakma, Allah’ım!
 …
 
 Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü
 Ya çobansız bırakma, Allah’ım!
 Bizi Sen sevgisiz, susuz, havasız,
 Ve vatansız bırakma, Allah’ım!
 (A. Nihat Asya)
 
 Allah nasib ederse, birkaç gün sonra Beytullah’a gideceğiz. Nice Hak dostu arasında biz de ellerimizi açacağız. Tarifi imkansız bir mahcubiyet tonluk ağırlıklar gibi eziyor belimizi. “Nasıl geldin? Ne getirdin?” sorularına muhatap olma hayali bile büküyor kaddimizi.
 
 Fakat, bütün bütün ümitsiz de değiliz. Ka’be, bir gerdanlık gibi boynuna astığı Kur’an hatlarıyla karşılıyormuş misafirlerini. Daha içeri girer girmez bir ayet ilişiyormuş gözünüze: (Nebbi’ ibâdî ennî ene’l-Gafûr-ur Rahîm – Kullarıma haber ver ki; şüphesiz Ben günahları örten Gafûr, ihsanı bol olan Rahim’im!” (Hicr, 15/49) Gafur O ise -ki O’dur- neden ümitsizliğe kapılalım, neden O Sultan’ın kapısını çalmayalım ve neden, boynumuz bükük bir halde, “İyilerle beraber biz de geldik..” demeyelim ki!..
 
 Hacca her zaman layık olanlar gitmez; bazen de muhtaçlar ve liyakat dilencileri giderler. Biz de, aziz okuyucularımızın “Hakkımızı helal ettik” sözleri hayalimizde, büyüklerimizin ve dostlarımızın müstecap duaları heybemizde, O’nun gufran deryasına sığınmanın verdiği reca gönlümüzde, bir keyfiyet fakiri edasıyla yollardayız…
 
 [/size]Alıntı.[/font]
Başlık: Ynt: Kısık Sesler
Gönderen: Kuskün Çiçek - Şubat 24, 2017, 07:03:29 ÖS
 eys bravoo bravoo
Başlık: Ynt: Kısık Sesler
Gönderen: Özgür Kız - Eylül 29, 2018, 03:49:14 ÖS
 eys