Şiir Fm | Şiirler | Şairler | Sesli Şiirler | Aşk Şiirleri | Fon Müzikleri | İbretlik Sesli Hikayeler

»»-(¯`v´¯)-» Web Ailem Dostuk Sevgi Forumları »»-(¯`v´¯)-» => ..:: Kitap & Dergi Tavsiyeleri ::.. => Şair ve Yazarlarımızın Hayatı => Konuyu başlatan: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:48:29 ÖS

Başlık: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:48:29 ÖS
Kadir ZORLU; Yakın Dostum.. Can Arkadaşım ..

O Kendini Yıllar önce su cümlelerle anlatmış;


Alıntı
88´de Ankara´nın Şereflikoçhisar ilçesinde doğdu, gözlerini açtığında "ulan ne kadar az insan varmış burada" dedi ve kimseye ilk kez bir şey anlatamadı. Hayal kırıklıklarıyla dolu hayatı onu taa buralara kadar sürükledi ve kendisini buldu. Kendini bulduğunda da her şey için çok geçmişti, çünkü bir şeyler yazıyordu ve hiç bir şey geçmiyordu. Aksine, filizleniyordu.
 
 Allah´a inanıyordu, annesine inanıyordu, saygıya sevgiye inanıyordu, acıya inanıyordu, aşka hep inanmak istiyordu. Elma şekerine kanıyordu, umutla bakan gözlere kanıyordu, dostlarına kanıyordu, sigarayı içine çekip hiiiiiii babam geldi diyordu... Büyüyordu!
 
 Okumak istiyordu, ama ne zaman bir şeyler okusa daha ilk paragrafta hayallere dalıyordu. Kurduğu hayaller okuduğu romanlardan daha akıcı geliyordu. Şiir yazıyordu, insanlar şair diyordu. Bazen şiyir yazıyordu insanlar şayir diyordu. Bazen hiç bir şey yazmıyordu insanlar hiç bir şey demiyordu. Herkes susuyordu, herkes bir şeyler susuyordu sessizce.
 
 Şuan 23 yaşına geldiğini düşünüyorum ama sadece rakam olarak. Bazen çocuk bazen ihtiyar görüyorum onu. Bazen olgun bakıyor bazen dolgun. Onu kimse anlamıyor, o da kimseyi anlayamıyor bu yüzden insanlarla çok iyi anlaşıyor. Size selamı var kendimin. Öyle işte. Vesselam!

Tümüne Baştan Sona Katılmakla birlikte küçük bir düzeltme;


Şuanda 25 yaşında ayakları yere sağlam basan..
Popülaritesinin kendisine zarar vermesine asla izin vermeyen biri O!
Herkesten sır gibi sakladığı benligi ile küçücük bir ÇOCUK!
ve yaşadığı tüm olumsuzluklara ragmen kocaman bir yürekle dimdik ayakta durabilen bir ADAM!


(http://u1312.hizliresim.com/1j/s/vv8u3.jpg)

Burcu Seul
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:54:14 ÖS
sesini duydum bir ateşin çıtırtısında
 uzanamadım, dokunamadım, öpemedim avcunun içerisinden .
 suyun yükselmesine benziyordu yaşamak
 ayak bileklerine, rujunu sürdüğün vakit dudaklarını içeriye çekmene
 ben kimim ki senin yanında dedirtecek kadar beni büyülemene.
 elimde olsa eğer ellerin, gözlerine bakıp
 son nefesimi boynuna emanet etmek gibi sözler veririm
 elimde değil, veririm.
 hayat işte...
 neresinden bakarsan bak seni anımsatıyor,
 sırtımdan geçinen bıçakların
 köşeye sessizce yığılan bedenime alkış tutması kadar acımasız.
 nasıl oluyorda
 sana mükâfat olan bu güzellik
 bana mülakat oluyor anlamıyorum
 sürekli seninle sınandığımı düşündükçe
 sırtıma eşlik ederek, ağlıyorum.
 
 zamanın pıhtılaştığını hissediyorum akarken
 kırılmış bir saz ile yarım kalmış bir türkünün
 hüznünü kulaklarıma fısıldıyor sessizce.
 onu dinleyerek uyuyorum kaç zamandır
 rüyalarım beni görüyor
 kabuslarım korkuyor bu halimden.
 daha ne diyeyim ki, yerle bir oluyorum sürekli
 en sevdiklerim,
 üşümesin diye ikişer kürek toprakla ve sırayla üzerimi örterken.
 uçurumlar geliyor aklıma
 sonra hemen kıyılarıma
 ve son olarak sen geliyorsun
 yine yüksek topuklu ayakkabın şakaklarımda...
 artık yapma demeyeceğim sana
 beni ezme,
 gitme demeyeceğim,
 öpme o adamı beni düşünürken demeyeceğim
 çünkü sol göğsümdeki açtığın o derin boşluğa sağ elimi koyup
 insanlara eyvallah demeyi öğrettin bana
 iyiyim ben demeyi öğrettin
 mutsuzluğu öğrettin
 umutsuzluğu öğrettin
 gittin sonra, bütün hepsinde başarılı olduğum halde
 başarımı özetleyen hiçbir şey vermeden
 meselâ gülmeden...
 
 hadi şimdi sustur bu sessizliğimi,
 havada kalp krizi geçiren serçeleri düşünürken
 set koy kafamın içerisine,
 gözyaşlarımı yine eski rengine çevir,
 ellerim titremesin, yenmesin dudaklarım kendi dişlerimle,
 her gece büyük büyük kaya parçaları
 evimin tavanından bedenime düşmesin.
 çok şey istemiyorum senden
 çünkü artık anormal şeyler hayatımda normal bir hâl aldı
 ayırt edemiyorum.
 sen ise yıllardır unutursun diyerek geçiştiriyorsun beni
 ama gördüğün gibi her şey artıyor
 bu acı geçmiyor...
 sen bilmiyorsun ama
 ben nicedir darağaçlarında ölümler hasat ediyorum
 esaret altında işkenceler görüyor
 seni soranlara
 o gitmedi, ben kaldım diyerek
 bazı şeyleri hafifletiyorum.
 çünkü hâlâ varmışsın gibi yaşıyorum
 yan odada bir şeylerle uğraşıyorsun yıllardır
 sürekli filmlerin başını kaçırdığından böyle tek başıma izliyorum
 yorgun olduğun için kahvaltıyı ben hazırlıyorum
 alış-veriş listesi yapacak vaktin dahi olmadığı için
 kafama göre şeyler alıyorum
 ve farkındayım bu aralar çok zayıfladın
 çünkü her gün bir bayat ekmek çöpe gidiyor...
 
 hadi, daha fazla çık hayatımdan
 çünkü uzaklaştıkça daha çok oluyorsun
 kim bilir,
 belki dokunmaya başlarsın birgün,
 ağzının tadı damağımda kalır yeniden.
 
 kadir zorlu - olmayışlarına tanık olmak
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:55:13 ÖS
son günlerimi yaşarken
 kalbimin artık ne kadar yorgun düştüğünü düşünmeni isterim
 bacağının birisi kırılan sandalye kadar gereksizim
 sanki bütün yaşama sevincimi almışlar
 ve bir kürtajdan sonra kalan ne varsa bir kadında
 o kadar kalmışım, o kadar kalmış bir şeyler.
 içinde yaşadığım şu dünya da içimde yarattığım bu boşlukta
 midemden başlayıpta bütün vücudumu dolaşan bu korkutucu hortumla
 savrulup duruyorum yıllardır
 kimseye derdimi anlatamıyorum
 ki zaten dinleyen herkes için başka bir lisan gibiyim.
 bu yüzden ve senin gül kokan yüzün yüzünden
 eskimiş, anlamını yitirmiş
 yırtık pırtık cümlelere kendimi yama yapıyorum
 bana ait bir kapı, bir kalp
 veya çocuktan bozma şu nefsime bir dönme dolap
 çok şey istemiyorum ki...
 bir çocuk parkının tam ortasındaki mezar kadar değil
 bir mezarlığın yanındaki çocuk parkını gören bir mezarlık kadar
 ve bunların baş rolünü oynayamayan bir ölü adamın şansı kadar
 şanslı olmak istiyorum bu hayatta.
 ben ellerini tutmak istiyorum, seninle yürümek
 yürürken başını omzuma yasladığında
 gökyüzüne bakıp, şükretmek
 
 garantisi bitmiş bir elektronik parça değil kalbim
 kalbim bir serçe, küçük bir serçe
 kaçmayı asırlardır savunmak sanan
 kanatları yeri geldiğinde dağları kaplayan
 yeri geldiğinde bir yaprağın kalıbına bile sığmayan
 aç ve susuz, yersiz ve yurtsuz
 karlar altında kalan sevginin üzerinde olabilecek
 bir ekmek kırıntısını umut edinmiş
 umut edinmiş gövdene kök salan bu ağaçların dallarını
 gözü yollarda, belki de baharda
 geriye kalan ne varsa kalkan şu trenden
 geriye kalan ne varsa sallanan bir elden
 ve dolan o gözün gördüğü puslu seslerden
 birazda ben kaldım işte
 çünkü benim bir hikayem vardı
 gece vardı, biraz başağrısı vardı
 uykusuzdum, uykusuzluğum vardı
 o kadar çok şey vardı ki
 bir sen yoktun, yokluğun vardı
 ve yokluğunun getirisi olan
 içime, içime çektiğim sigaranın dumanı gibi sinmiş hiçliğim vardı
 her şeye biraz vardım
 kapılarını tıklattım her zaman ki gibi iki kere
 sağa sola baktım
 kapıyan bakan pencerenin hereket eden perdelerine baktım
 sana baktım uzun uzun gözlerinin içine baktım
 açarsın da kapıyı alırsın diye beni kalbinin bir köşesine
 geçmeyen,
 aslında geçen ama hissettirmeyen saatime baktım
 biraz karışıktım biliyorum
 yazdığım şiiri sadece kendim anlayacak kadar karışıktım
 bir okul dağılırken, akşam üzeriyken
 hafif soğukken
 o birbirine giren soğuk ses titreşimleri kadar karışıktım
 sadece kendimi duyuyordum,
 o da çok zordu
 kulağımı iyice vermem gerekiyordu duymam için
 ki duysam bile anlayamıyordum o sıralar
 her tarafı ayna ile kaplı bir odanın içerisine düşen
 ve ilk defa aynayı gören
 hatta aynanın ne olduğunu bile bilmeyen bir insanın
 düştüğü o odada gördüğü suretler
 ve o suretlere yüklemeye çalıştığı anlamlar...
 anlamıyorsun beni benim gibi
 ben bir uçurumdan düşüyorum
 ama uçurumun dibi o ayna denilen şey ile kaplı
 düşüyorum...
 kendime yaklaşıyorum,
 büyüyorum...
 ve her gece şakaklarımdan aşağıya
 bazen ayaklarımın tabanından yukarıya
 kan yürüyor.
 kan, elleri ceplerinde yürüyor
 bir sağa bir sola
 cezaevinde volta atan bir mahkum gibi
 geçmeyen zaman kavramını kafasından çıkarmak isteyen o mahkum gibi yürüyor
 intihar eden hiç kimse kendisini izleyemez biliyorum
 ama ben onu izliyorum
 çünkü adımları midemin tam ortasında
 sert, ağır, bulandırıcı
 kızarmış bir demir parçasının göğüs boşluğundan içeriye girmesini andıran
 bir yürüyüş.
 yürüyüş ki her gece o şekilde aklıma giriyorsun
 ama ben seni yine de seviyorum
 ben sözümden dönmem
 sen de dönme
 geri dön.
 
 ağzımı bile açmam
 ben seni naçizane
 sen beni nezaketen seversin
 bazen de çay içeriz
 o kadar.
 
 
 kadir zorlu - kan volta atıyor
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:56:41 ÖS
Böylece bir pazarla daha karşı karşıyayız en acılı yerlerinden
 En uzun günün bu senin dayanamamaya ya da geçmemeye
 Laleli'den dünyaya doğru gitmeyen bir yataktayız
 Birden nasıl oluyor kanım gurulduyor
 Ama nasıl oluyor karnım guruldar guruldamaz
 İki yumurta bir kere daha yürürlüğe giriyor
 Bütün dilimlenmiş ekmek parçalarında
 Peynir zeytin dahil.
 
 Sabah sabah elektrikli süpürgeyi iyi kullanıyorsun eksik olma
 Evin tozunu almayı bildiğin kadar
 Sayın komşuya kalırsa geç kalkmak günah, daha neler
 Boşunaymış gibi olması pazarın
 Ben böyle eziyet görmedim ömrümde
 Her sabahın köründe başka bir süpürge çalışıyor
 Bütün sabahlar için
 Halı çırpmaları dahil.
 
 Benim bir tavanım var beni asıl saran o
 Onunla daha bir değere biniyor yataktan çıkamamak
 Sabahları karnı guruldadığı için haklı
 Kafasına girip patrondan izini kopardı diye güzel
 Trt1'deki bir çok kovboy filmleri gibi güzel
 En çaresiz zamanlarda açılan
 Bütün kanallarda oynayan
 Pazar sürprizleri dahil.
 
 Birlikte çay demliyoruz ama iyi ama kötü
 Tabak diyorum, tabağın dibini benim kadar kimse değerlendiremez
 Ekmeği bir kere daha daldırmasak sanki karnımız doymayacak
 İki yumurta daha kırmıyoruz bizi tutuyorlar
 Böylece bizi bir kere daha tutup bulaşıkları gösteriyorlar
 Zaten bize sabahtan akşama kadar bulaşıkları gösteriyorlar
 Bütün çamarşır bulaşıkları gösterenlerin başında
 Annem dahil .
 
 Burda pazarın verdiği hayal kırıklığından bahsetmenin tam da sırası
 Kalabalıkların arsından kaçıp bir eve kapanırkenki
 Padişahınki gibi rahatlıktı o, hatta onda da yok
 Aklıma yumurta kırışların geliyor
 Tava ocakta, pazar sabahları
 Asıl açlık ondan sonra başlıyor
 Bütün karın açlıklarına
 Ben hariç değilim.
 
 
 Kadir Zorlu
 
 Cemal Süreya´nın insan üzerindeki, pazar üzerindeki etkisidir.
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:58:08 ÖS
Manzaramız aynı olabilir
 Ama gördüklerimiz aynı değil ki?
 Mesela,
 Gece bana hep daha derin gelir,
 Siyah en sevdiğim renktir, sen bunları bilmezsin
 Çünkü tuttuğun takımlar hep iki renklidir.
 Yüzsüz insanların kendileriyle yüzleşmesi,
 Yüzüme gülen insanların makyaj malzemelerini temin edenlerinde
 Yine insan olması falan
 Senin böyle çelişkilerin yoktur ki?
 
 Kitaplarım, okuduklarım
 Altını çizdiklerim, hayale daldığım paragraflar
 O hiç beklemediğim sonlar
 Buralarda adın geçmez ki?
 Senin sesinin yükselişi
 Üzerime gelişin
 Şu raylar ve bana geldiğin yollar
 Senin adın üzerimden başka bir yerde geçmez ki?
 
 ve aşklarınız,
 Aklımda ermez ha! onlara...
 kıçınızla güldüğünüz şeyler beni hep üzmüştür
 ellerinize dokunsam şimdi dizlerime söz geçiremem.
 ve ağladığınız şeyler...
 onlara gülüp geçerim;
 Allah ağlanacak o kadar kaliteli şeyler yaratmış ki...
 
 Şu acılarınız,
 Öpeyimde geçsinler falan
 Ne kadar basitleşmişsiniz
 Taban yapılmış duygular
 Sıradanlaşmış, laçkalaşmış göz yaşları falan
 Hiç gelemem
 Sana sorsam şimdi
 Tavana yüz üstü çakılmayı da bilmezsin?
 Hayal kurmadın ki hiç,
 Yıldızlar seni hiç büyülemedi ki
 Kayan yıldızlar seni hiç büyütmedi ki
 Sen hâlâ çöp kutusunun başında toplanıp
 Yok yere kurşun kalem aşındırmayı kaçamak zannediyorsun.
 
 Ben mesela,
 Bazen yükseklerden korkarım;
 Zirveye gözü yükseklerde olan insanlarla tırmandığımda.
 Ve o alaycı muhabbetler,
 Birilerinin üzerine basarak yükselmeler falan
 Söylesene uçurtma uçurdun mu sen hiç?
 Şu yediğiniz içtiğiniz hepsi sizin olsun muhabbetleri diyorum,
 Afrika diye bir yer var duydun mu hiç?
 Biliyor musunuz bu yüzden anlattıklarınıza
 Yıllarca oruç tutabilirim, çünkü karnım hep tok!
 Sahte aşklarınız, sahte suratlarınız
 Kimliklerinizin fotokopi makinasından çıkan sureti kadar renksiz,
 soğuk, ucuz.
 
 Neyse...
 
 Asırlar sonra,
 Şu gözlerini yine al gel bana
 Belki bir gün, bir zaman diliminde
 Zaman bize bir dilim ekmek verir
 Belki seni yine, yeniden sevme lüksüne sahip olurum.
 Bu yüzden,
 Şuan da,
 Üzerimdeki ceket ağır geliyor
 İçindeki gömlekte
 Ve tenimde.
 
 Son olarak
 Seni seviyorum, ama seni sevmek bana çok lüks geliyor
 Ben sana hiç benzemiyorum,
 Korkutmuyor beni seni korkuttuğu kadar;
 Şu savaşlar, silah sesleri, suratıma doğrular soğuk namlular
 Ama bilmeni isterim ki,
 Ne zaman bir fren sesi duysam, asfaltta o çığlığı atan
 İçim gereğinden fazla ürperiyor;
 
 Elimden kaçtığını zannediyorum,
 İşte sen geliyorsun aklıma...
 
 Kadir Zorlu
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 09:59:54 ÖS
Aşk konusunda neden hep geri hisseder insan kendisini? Neden hiç olmayacak, hiç karşılaşmayacakmış gibi yaşar? Bence insanın en büyük hatası bu olguyu yaratmak ve buna inanmak. Arzuladığı insan karşısına çıksa bile kafasını kurcalayan o olgu; onun doğru insan olmadığına, onunla olamayacağına inandırıyor. Sonra zaten bunun getirdiği bir tahammülsüzlük ortaya çıkıyor. Ne dese yanlış anlıyorsunuz, sizin dediğiniz olsun istiyorsunuz, eskisi gibi konuşmuyorsunuz, eskisi gibi vakit geçirmiyorsunuz. Çünkü hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına kendinizi inandırdınız. Onun dedikleri artık önemini kaybetti. Onun sizin hayatınızdaki yeri sadece anlık olmaya başladı. Yarına taşan tek bir cümle bile kalmadı. Hepsi söylendi. Ve bitti.
 
 İnsan gerçekten geriye baktığı zaman, zaman kavramının aslında pek bir önem arz etmediğini anlıyor. İyi bir insan olmak için belkide en dibe gömülmemiz şart. Havaya doğru zıplarken bile yere belirli bir basınç uyguluyoruz. Normalden biraz daha aşağıya inmeden yükselemiyoruz. Ben yarattığım o olguya iyimserlik olsun diye mutluluğun da en dipte olduğuna inandım. Bu yüzden batmaktan bu kadar keyif alıyorum. Çünkü realite burda, karşımıza çıkan her insanın aslında aradığımız yüzü burda. Eğer gerçek aşkı arıyorsanız boka batın. Ve kafanızı çıkarıp etrafınıza bakın.
 
 Beliren yüzler sizinle batan insanlar değil,
 Sizinle yükselecek insanlardır.
 
 Kadir Zorlu
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 10:01:45 ÖS
birgün sessizce geçerse eğer bir tren gözlerinin önünden
 düşün ki, bir çığlıktır o.
 kırmızı bir öfkedir
 bir cumartesinin kalbinde büyüyen
 bir aşk kadar kırmızı.
 
 ve
 bir duruştur bu nihayetinde
 hatırla devrimi;
 sana iki kere iki kaç eder gibi değil
 çiçeği açan uçurum bahardan ne ister gibi sorular soruyorum.
 dönüp bakıyorsun aynada ikimize
 ellerini kalbime koydukça ışıldıyor gözlerin
 kuşlar yine eski zamanlardaki gibi cıvıldamaya başlıyor
 yine taş plaklar gramofonlara takılıyor
 bozacı geceleri bağırmaya başlıyor
 kadınlar pencerelerde utangaç
 mendilleri düşmek için sabırsız
 bunları gördükçe iştahlanmıyor değil insan
 içimde şahlanmıyor değil bir at
 
 işte
 böyle zamanlarda sus istiyorum
 çünkü en iyi bu şekilde konuşuyoruz seninle
 en iyi bu şekilde sevişiyoruz sabah ezanına dek
 olduğumdan farklı davranmayı
 ihanet gördüğüm tek yer bu sessizlik
 hani bağdaş kurmuşuzda yanyana
 gün batımını izliyoruz
 elimizde sigara
 ağzımızda devrim türküleriyle
 
 ne güzeldi değili mi,
 her şey kötüye gitmeden önce?
 
 şimdilerde ne zaman
 "bir duruştur bu" desem
 durup arkama bakıyorum
 
 
 geçmiş ömür
 akmış zaman
 yatmış balık
 
 deniz ölünce.
 
 
 
 
 kadir zorlu - gezmiş
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 10:03:17 ÖS
ben giderken
 sadece köşe başındaki tabela da "dur" yazıyordu
 oysa bir pamuk yumuşaklığında
 ses tonunu beklemiştim ardımdan gelen
 kıyısını kaybetti deniz
 yakamoz enseledi maviyi
 fırtına duruldu
 gözlerimi açtım
 o sabah sen yoktun.
 
 bir el ateş ettiler
 bir çocuk öldürdüler
 dalgındı dalgıçlar
 hırçın bir akarsuda bir adamı kaybettiler
 her şey tersine gitmek zorunda gibiydi
 o sabah sen yoktun
 
 yere düşen güçlü insanlara tanık oluyordum
 amerika yoktu
 savaş kelimesini kullanmak bile yasaktı
 babası oyuncak bebeğiyle konuşan kızını izliyordu sessizce
 eylül koşar adım ile geçip gidiyordu önümden
 öyle güzeldi ki her şey
 sanki bir ilkokulun yanından geçerken
 tenefüs ziline denk geliyordum
 çocuklar koşuyordu
 koşuyordu çocuklar
 ben rüyadan uyanıyordum
 cesedimi tuzluyordum
 o sabah sen yoktun
 
 biliyorum,
 gitmek zorundaydım
 beni sevemezdin
 
 iki uçurtma gibiydik gökyüzünde süzülen
 sarılsaydık
 düşecektik.
 
 kadir zorlu
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 10:04:44 ÖS
yine fazla tonajlı şarkılar dinledim;
 göğsümün tam ortasında çırpınan kuşlar var
 ayağımı yerden kesiyorsun kokunu sıktığım halatla boynumu öperken
 protez bacağıyla sessizce bir su yürüyor burnumun kenarından aşağı
 sus diyorum sana gecenin bir yarısı sen yokken.
 aklımı oynatmak üzereyim...
 yoksun,
 ki bu varlığından daha fazla olduğun anlamına geliyor
 seninle konuşuyorum tek başıma,
 cemal abi geliyor
 saat onikiden sonra bütün insanlar haraptır diyorum,
 kapının kapandığı o ses geliyor sonra
 gidişlerin geliyor
 gelmeyişlerin geliyor
 herkes geliyor, sorma...
 
 zor bir hayat yaşıyoruz
 ya da yaşıyorum
 ya da bilmiyorum işte
 yuvasını yapan bir kuşun ağzındaki çöple ölmesi kadar dramatik
 bir çocuğun ilk kelimesinin anne ya da baba olmaması kadar şaşırtıcı
 bazen tenine başka insanların dokunması kadar da bitmeye hazır
 biliyor musun
 geri gelirsen eğer,
 geç kalacaksın
 boynum çoktan kızarmış, morarmış olacak sevişmekten
 bir kadın olmasa da senden farkı olmayacak kokunu sıktığım halatın
 göz göze geleceğiz yine merak etme
 ama benden sana yine aynı aşkla bakmamı bekleme
 ve korkma...
 çığlık atmanada gerek yok
 
 hatanı düzeltiyorum;
 sen giderken kendine değil
 bana yeni bir hayat kurdun.
 
 hoşçakal,
 
 sana son sözlerimi bırakıyorum...
 
 
 Kadir Zorlu
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 10:06:30 ÖS
Sadece mutlu olmaya çalışmak bencilliktir. Mutlu etmeyi bu yüzden bir erdem olarak görüyorum. Aynı şarkılardan farklı anlamlar çıkarıyoruz, aynı manzarada farklı detaylar görüyoruz, aynı uçurumlarda temize çekiyoruz kendimizi; kimisi ışıldıyor kimisinde hâlâ izler var. Kabullenerek yaşıyoruz bir çok şeyi, sindirerek. Hayatımıza dahil olan kim varsa bırakın da bencilliklerinizi sizden mutlu ayrılsınlar, sizi güzel hatırlasınlar. Ki zaten bir çok ayrılığın nedeni de kişiselleştirilmiş ilişkilerdir. Ben, sen olmuş ilişkiler. Biz olmanın tadına erişememiş ilişkiler. Hep mutlu olmaya çalışan o bencil, o umursamaz, o egosuna yenilmiş ilişkiler...
 
 Biraz rahatlayın, kahve için. Çay koyun. Su için. Su içmek için susamanız gerekmiyor. Hayallerinizi rahat bırakın artık. Onlarla fazla oynamayın. Büyütmeyin onları, onları beslemeyin. Gerçekleşmesi zor şeyleri beyninizin içinde biriktirip biriktirip kendize hayal kırıklıkları üretmeyin.
 
 Kalbiniz beyniniz yüzünden bu kadar yorulmak zorunda değil. Kalbinize bakın. Size su içmek için susamanız gerekmiyor dedim.
 
 Kadir Zorlu
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: SeuĿ. - Aralık 24, 2013, 10:07:34 ÖS
Dinmeyen Acı Susmayan Şarkı
 
 ilk etapta ne kadar büyük çıkışlar yaparsan yap,
 eğer bıkkınlık vermeyen bir melodin,
 insana sarılan sözlerin yoksa içeriğinde
 bir süreden sonra
 dile takılmaktan ileriye gidememiş
 bir şarkı olarak kalırsın ben de.
 
 böyle kalabalık gibi durduğuma bakma sakın
 gün inince, akşam olunca, aynı karanlık seni elime tutuşturunca
 derdimi anlatmak için matkaplara şakağımı yaslıyorum
 önümüz kış ve hâlâ bitmek bilmeyen bir kasımdayız
 üşüyorum, ateşlerin içerisinde olsam bile
 ciğerlerim yansa bile, tenine temas etmediğim heran, üşüyorum.
 bilinmeyen bir yerden esen rüzgârın şiddetine dayanamayıp
 kırılmış ama gövdesinden kopamamış bir daldan farkım yok
 çünkü yine sana, yine gözlerine
 yine gövdenin sıcaklığına tutunmayı yaşamaktan sayıyor kabuğum.
 ve ağır ağır, içten içe
 dudağın, gülüşün, boynun, ellerinin nezdinde
 kapıya kadar geçiriliyor, üzerime kapanan kapının ardında
 bağdaş kurup, kuruyorum...
 
 seni seviyordum, kimse bilmiyordu
 sen hayatıma dahil oldun, kimse bilmiyordu
 ayrıldık ve hala kimse bilmiyor seni
 hiçbir şey değişmedi ben haricinde herkesce
 oysa ne sessizliğim aynı sessizlik
 ne bakışlarım aynı bakış.
 ben aslında konuşurken bile seni düşünüyor
 sadece dudaklarımın hareketlerini hisseder hale geliyorum
 bir süreden sonra.
 ve konuşmam bittiğinde aslında ne anlattığımı
 konunun ne olduğunu bile hatırlamıyorum.
 artık başımı yastığa değil de
 yastığı başımın üzerine koyup uyumaya çalışıyorum
 dünyanın sesini kısmaya çalışan insanları bilirsin
 kafasının içindeki sesleri kısmaya çalışan insanları da
 hatta senin gibi dile takılan şarkıların sesini kısmaya çalışan insanları bile
 bana bıraktığın bu dünyada
 beni hiçbir ses terketmiyor
 beni hiçbir acı terketmiyor
 ve artık korkuyorum
 kalbimin bir daha hiç kırılmayacakmış gibi durmasından
 hiçbir şeyi hissetmemekten korkuyorum
 çünkü sen
 tırnaklarını bile kalbimden çok sakındın kırılmasınlar diye.
 işte bu yüzden haklısın;
 ben senin tırnağın bile olamam.
 
 Kadir Zorlu
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: Özgür Kız - Kasım 17, 2016, 12:52:10 ÖS
 cgp
Başlık: Ynt: Kadir ZORLU
Gönderen: вαşκαп - Kasım 17, 2016, 12:57:36 ÖS
 cgp