Her şeyin etrafımda döndüğü bir anda tam ortasında ve merkezindeyken hayatın üstelik bir hediye gibi serilmişken gözlerimin önüne aşk; kalleşliktir seni düşünmek.
Bütün ah çekişleri bir kenara bırakarak bir an için bile yok olmak o anın kendinden ve tüm hücrelerimle sana uzanmak kalleşliktir!
Vakti gelip kalkınca ayağa gidip aynaya ilk baktığım anda kendi gözlerimdeki yabancılığı görmeden geçersem; bu ancak ruhumun keşmekeşidir.
Bir sigara molası bile vermeden üstelik en hararetli yerindeyken keyfin; her şeyi bırakıp orada ruhumla sana uçmak isteği serseriliktir.
Yalnızlığın vurduğu gecelerin intikamını alırcasına seninle hesabı kapatmadan daha bir boş rakı şişesinin arkasına sığınacağımı sanarak aklımı devreden çıkararak istediğimi yapmak sersemliktir.
Hangisinin daha sahte olduğunu düşünmeden ama mutlaka bir sahtekarlık katarak dudağıma en olmadığım yerde varmışım gibi durmak deliliktir.
İçinde belki bir söz belki bir göz ama çok sıradan ve sığ bir bahaneyi bularak hissetmediklerine sahip çıkmaya çalışarak kendini oradan oraya savurmak cahilliktir.
Hangi acının dibinde yaşıyor olursam olayım bir hançer gibi saplansa da yüreğime sensizlik gidip kendimi başka bir yüreğe sarmak;
kendimle hesabı bitirmeden henüz ve hiç yüzleşmemişken üstelik seni unutmak için bir kalbe tutunmak ve bir sevişmenin en şiddetli yerinde her şeyi bırakıp seni düşünmek; seviştiğimden öte kendime yaptığım kalleşliktir.
Alıntı