SEN BENİM HALÜSİNASYONUMSUN
Sen yoksun
Sen benim halüsinasyonumsun
Bir pazardı
Ayağımı öbür sandalyeye uzatarak
Bir müddet boş boş oturdum masaya dayanarak
İki kitabım var;
Biri masada,yüzü gökyüzüne dönük,
Diğeri karnımın üzerinde,sayfaları açık
Bilmem kaçıncı kez hatmedeceğim Didem Madak’ı
Bilmem kaçıncı kez?
Bu esnada ağustos böcekleri de erken başladılar serenada
Oysa,çocukluğumdan bilirim,
O sıcaktan çatlayan Ağustos’ta ötüşürlerdi
Başka,hoş seslerde tırmanıyor kulaklarıma
Şu an beni üzen,
Günlerdir çözüm bulamadığım tek hüznüm
Yaklaşık bir ay önce diktiğim ayva fidanının yeni sürgün vermiş
Uçlarını karıncaların istilâ etmesi…
Bildiğim bütün metodları denesem de
Kaçırmaya yetmedi karıncaları
Kaçırmak deyince;
Sen yanımda olmadığından,kaçırıyorsun bütün bu yaşanılanları
Acaba bir mektup falan mı yazsam sana?
Bak hâlâ öyle ısrarcı ki birkaç ağustos böceği
Vızz…vızzz.vızzzz…
Off
Anlamadığım bir lisân ile konuşuyorlar
Öyle merak ediyorum ki bunca ısrarlarının ne olduğunu
Acaba içlerinden biri şu an ölse vızz vızzları değişir mi?
Ama senin ses rengin değişti artık
Daha bir umursamaz tona evrildi
Şu an az ilerimde uçan,uçarı kelebeğin
Bir o çiçek senin bir bu çiçek benim deyip konarak
Çiçeklerin usralerinin tadına bakışı gibi
Sende,bu adam kapı gibi,bu delikanlı sırım gibi
Şunun at kuyruğu ne hoş yakışıyor,
Sözlerle kelebeğin çiçek değiştirişi gibi,kolleksiyoner oldun sanırım
Tabi hayat sana sunulan bir armağan
Dilersen tasarruflu,
İstersen hoyrat,savurgan davranırsın
Benim şu an tek gerçeğim:sen yoksun,
Sen benim halüsinasyonumsun
Yüreğim sende atmıyor artık
Kalbimi ruhuma teyelliyorum
22 haziran 2019/10:32..bahçem ve yalnızlığım