Gönderen Konu: İffet  (Okunma sayısı 1383 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Bukem

  • *
  • İleti: 1779
  • Rep 331
  • Cinsiyet: Bay
İffet
« : Ekim 12, 2014, 12:30:42 ÖÖ »
Buralar hep şiirBir istanbul sabahı; gündüz geceden emanet aldığında insanları, gökyüzünün baharında açtım gözlerimi sana. Martılar matem tutuyordu gidişine.Dalgaların soğukluğu başucumda uyumuştu sanki... Doğruldum yatağımdan ilerledim, ilerledim, ilerledim... Biraz daha yürürsem gökyüzüne çıkarım sandım, koridorlarını ablukaya aldığın o evin ortasındaydım. Geceden kalmayım sanırdı birİffet gören olsa, oysa ben senden kalmıştı gitmekle kalmak arasında
veda edilen bir hoşca kal,
kal gitme demesini beklerken,
baktıkca yanındaki var sandıgına.
ölmüşde haberim yok diyerek
yoluna devam eden acı bir tebessümle
yürüyen iffet dolu bir hayattır yaşam
üç tane gerekli unsurdur hem de
arzu, inanç, kabullenme,saygı,
sevgi
hemde,olması çok gerekli birliktelik
set çekilmeden yaşanası
mutluluk anahtarları
umarım hep birlikte
elbette,
yoksa,
sahipsizse ,yetim kalır
mahsundur
insanın yüregi..

Meral tice
Buralar hep şiirBir istanbul sabahı; gündüz geceden emanet aldığında insanları, gökyüzünün baharında açtım gözlerimi sana. Martılar matem tutuyordu gidişine.Dalgaların soğukluğu başucumda uyumuştu sanki... Doğruldum yatağımdan ilerledim, ilerledim, ilerledim... Biraz daha yürürsem gökyüzüne çıkarım sandım, koridorlarını ablukaya aldığın o evin ortasındaydım. Geceden kalmayım sanırdı bir gören olsa, oysa ben senden kalmıştım, gecenin ne haddine sen dururken beni alıkoymak bir yerlerde...Allah’tan bizim ev öyle beyoğlu gibi kalabalık değil, bir gözlerin süzülür, birde ara ara dalgaların soğukluğundan kaçan bir serçe... Hiç martı’ya rastlamadım mesela ben bu koridorlarda, ya da bir dolunaya... Sana da rastlamıyorum bu ara, demek iyice tenhalaşmış burası senden sonra...Senden kalmayım idare et...

Dizelerim serseri, yazıyorum, yazıyorum yazıyorum... Sonra
gözlerin geliyor aklıma bütün anlamı yitiyor herşey...Güneşin, dağların, çam kokusunun, kekliklerin ve yüreğimin karanlıklarında açan ışığın. Bir duyuyorum dilinden adımı, bir susuyorum. Sonra karanlıkta kalıyorum, sen perdesi hiç açılmayan bir evin koridorlarını ablukaya almış bir prenses... Kar yağıyor gecenin aydınlığına, ışıl ışıl, mevsimler korkuyor gözlerinden, denize merhamet dileniyor martılar, bir de soğuk bu evin perdeleri. üşüyorum... Adını ezberlemeye bir vakitten az kalmıştı, ama ben ölüyorum... Odanın bir yerinde bir örümcek ağı gördüm, temizleyeyim dedim, yaklaşınca kokunu hissettim, iyice dağıldığımı iki sene sonra o an farkettim... Bu arada saat gecenin üçü, ben darmadağın, sen soluksuz, burası soğuk, mevsim kışa dokunuyor...

Neyse dolabımda iki mısra
şiir buldum, buralar hep şiir.. Televizyonun üstü şiir, odanın köşesi, perdenin hisi, rafların üstü, ayakkabı kutusunun kırık yanı şiir, kapımın aralığı şiir... Şiir bulaştırmışsın hep buralara.. Hep buralar, buralardan uzak... Sen uzak, ben gözlerimden uzak, sigaramın dumanından uzak, yazılarımdan uzağım... Lafı çok dolaştırdım bu gece; şiirlerin ağlıyor içerde, bir parça şiir koydum onu ısıtıyorum mutfakta o da bir tatsız, bir şiir yakıp içeyim diyorum onunda tadı yok.. İşte bahar böyle be prenses, kokusuz, yapraksız, sarısız, şiirsiz bir bahar düşün... İşte sensizlik böyle prenses... Aaa bak şuraya bir şiir tutuşmuş;

" Gözlerimin korkuluğunda asılı bir
çocuk duruyor,

Mas
mavi ışıl ışıl gözlerinde hep bir umut.

Gök perçemliyor martıların kanatlarını.

Söz olsam diline düşsem mi diye düşünüyorum

Bazen...


Baharların ardından bin bahar,

Acı yoksa anılarda yoktur diye avaz avaz bağırıyor

Sonbahar..."
m,
gecenin ne haddine sen dururken beni alıkoymak bir yerlerde...Allah’tan bizim ev öyle beyoğlu gibi kalabalık değil, bir gözlerin süzülür, birde ara ara dalgaların soğukluğundan kaçan bir serçe... Hiç martı’ya rastlamadım mesela ben bu koridorlarda, ya da bir dolunaya... Sana da rastlamıyorum bu ara, demek iyice tenhalaşmış burası senden sonra...Senden kalmayım idare et...

Dizelerim serseri, yazıyorum, yazıyorum yazıyorum... Sonra
gözlerin geliyor aklıma bütün anlamı yitiyor herşey...Güneşin, dağların, çam kokusunun, kekliklerin ve yüreğimin karanlıklarında açan ışığın. Bir duyuyorum dilinden adımı, bir susuyorum. Sonra karanlıkta kalıyorum, sen perdesi hiç açılmayan bir evin koridorlarını ablukaya almış bir prenses... Kar yağıyor gecenin aydınlığına, ışıl ışıl, mevsimler korkuyor gözlerinden, denize merhamet dileniyor martılar, bir de soğuk bu evin perdeleri. üşüyorum... Adını ezberlemeye bir vakitten az kalmıştı, ama ben ölüyorum... Odanın bir yerinde bir örümcek ağı gördüm, temizleyeyim dedim, yaklaşınca kokunu hissettim, iyice dağıldığımı iki sene sonra o an farkettim... Bu arada saat gecenin üçü, ben darmadağın, sen soluksuz, burası soğuk, mevsim kışa dokunuyor...

Neyse dolabımda iki mısra
şiir buldum, buralar hep şiir.. Televizyonun üstü şiir, odanın köşesi, perdenin hisi, rafların üstü, ayakkabı kutusunun kırık yanı şiir, kapımın aralığı şiir... Şiir bulaştırmışsın hep buralara.. Hep buralar, buralardan uzak... Sen uzak, ben gözlerimden uzak, sigaramın dumanından uzak, yazılarımdan uzağım... Lafı çok dolaştırdım bu gece; şiirlerin ağlıyor içerde, bir parça şiir koydum onu ısıtıyorum mutfakta o da bir tatsız, bir şiir yakıp içeyim diyorum onunda tadı yok.. İşte bahar böyle be prenses, kokusuz, yapraksız, sarısız, şiirsiz bir bahar düşün... İşte sensizlik böyle prenses... Aaa bak şuraya bir şiir tutuşmuş;

" Gözlerimin korkuluğunda asılı bir
çocuk duruyor,

Mas
mavi ışıl ışıl gözlerinde hep bir umut.

Gök perçemliyor martıların kanatlarını.

Söz olsam diline düşsem mi diye düşünüyorum

Bazen...


Baharların ardından bin bahar,

Acı yoksa anılarda yoktur diye avaz avaz bağırıyor

Sonbahar..."
 

Çevrimdışı вαşκαп

  • Özel Üye
  • *
  • İleti: 20356
  • Rep 1300
Ynt: İffet
« Yanıtla #1 : Mart 23, 2016, 07:14:49 ÖS »
 cgp
 

Çevrimdışı Özgür Kız

  • Özel Üye
  • *
  • İleti: 21541
  • Rep 3950
Ynt: İffet
« Yanıtla #2 : Mart 23, 2016, 07:50:19 ÖS »
 cgp