Sni unutmadan ölmeyeceğim...
Kör bir dilencinin bile bende unuttuğu
Yarım yamalak uykularımda sayıklıyorum
Adın sevda sonrasını.
Gözlerinin tenhalığına
Yüreğimin kalabalığını bastırıp
Vesikasız ölümleri göğsümde avutuyorum.
Oysa hiçbir zaman kör bir bıçağın ucundan
Sefil bir ölüm dilenmedim.
Ve bu yüzdendir ki her gece
Onurlu bir mezarın koynunda yakalanıyor
Bayram sabahındaki babasızlığımın ince sızısı.
Ve hiçbir yastık kenarı
Gözyaşlarım kadar derin değildi.
.
Bir rakı sofrasında adımı meze yaptığında
Yüzümü döküyorum yeni yetme morglara
Telaş etme sen,
Ölmeden kimseye satmam
Katilimin sen olduğu bilgisini.
Bitkisel hayattaki soluklarımı
Ucuza kapattığın belli ki
Yoksulluğum, beni unuttuğun kadar aşikardı.
Ense kökümde solgun bir intihar beklerken
Pespaye bir günahın içinde
Kendimi unutmaktan başlıyorum önce,
Sonra da gırtlağıma kadar kızılcık şerbetine
Batırıyorum susuzluğumu.
Yokluğuna yetişemiyor seyrek adımlarım,
Bu yüzden midir her kapıdan kovuluşumun
(S)ağır gürültüsü.
Kendi cenazemi kendim kıldırıyorum
Yoksa bir bayat bir uçurum sahiplenecek
Bana söylediğin nihavent şarkıları.
Sakar bir kurşuna denk getirmişken cesedimi
Önüm, arkam
Sağım, solum sensizlik.
Ve sana söz sevgili,
Seni unutmadan ölmeyeceğim..
İsmail Sarıgene