Gönderen Konu: Konus - SELBIHAN  (Okunma sayısı 767 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Özgür Kız

  • Özel Üye
  • *
  • İleti: 21541
  • Rep 3950
Konus - SELBIHAN
« : Ekim 22, 2018, 02:45:28 ÖS »
Konus - SELBIHAN

Bir iz kalsin diye...

Siir: SELBIHAN
Yorum: VOLKAN & TILSIM

susuyorsun
şafaktan önü sıra kaçan
gecenin karanlığında
yenilmiş bir köy gibi...
kuş uçmaz kervan geçmez
bir yol üstünde mi köyün ?
azar azar yenilip
tek tek senin gibi mi sustu buralar ?
tezek kokusunda çocuk doğuran
anaların sesleri
hangi çobanın sürüsünde gitti ?
KONUŞ !!
Hangi cehennem yıktı buraları ?
Kimin gazabına kefalet sayıldı,
bu çamura sıvanmış iki odalı evler ?
o cehennemin örtmüş olduğu
yüzünün rengini şimdi
nerelerde bulayım ?
Şafak kendi içine gidinceye kadar
buralardayım KONUŞ !!
N'oldu sana ? susuyorsun ?...

bir çocuk...
çenesi bağlı...
boyu yetmiyor kefene :/
ardından yürür gibisin
tabut uzar gider ömrün gibi
ulaşamazsın...
ve o çocuk değil, yaşarken
gördüğün kendi ölündür birazda
şimdilerde, kendi ölünün
peşinden mi gidiyorsun tanıdık
cenazelerde ?
içini mi çekiyorsun tabutun ardından ?
ve ölümün kandilleri mi yanıp yanıp
sönüyor omuzlarında ? KONUŞ !!
Kim vurdu seni ?
susuyorsun ?...
balıkçının ağlarına yakalanmış bir
çığlık gibi ve bizden başka
kimse duymadı...
ağlarda denizin kokusu,
yorgun sesi çok uzaklardan gelmenin
iniltisiyle
ağır ağır çöküyor bedenine..
hani bedeninde martıların kanat sesleri?
hani kanatlarında denizin kokusu ?
lacivert yarılıyordu..
ne bir rüzgar ne de bir gölge vardı
suyun üstünde ama lacivert su
yarılıyordu işte...
ve balıkçı ağlarını topluyordu sudan
KONUŞ!!
terini mi döktün engin sulara ve
sulara terin mi karıştı ?
şimdi suların isyanında mısın ?
KONUŞ ! Hangi deniz ?
Kim o balıkçı ? susuyorsun ?

rivayetleri tamamlanmamış,
hiç bir tarihçinin bulaşmadığı
ve her anlatanın kendi ismini verdiği
masallar gibi,
karanlığında turuncu bir dargınlık
kirpiklerini sessizliğin
kalbine gömmüş kimsenin erişemediği
bir masaldasın...
sana dar bir yoldan yürümeli ama
aşağıda nehir olmalı elbet...
geride uçurum patikalarının korkusu
kaçak bir yaşamın uğultusu kalmalı..
insan orda
ilk gördüğü ağacın altında az az uyumalı
KONUŞ !
KİM ANLATTI BU MASALI SANA !!
susuyorsun ?

Demir çığlıklarıyla geçip giden trenin
başucundaki gece gibi
elinde soluk bir fotoğrafla
yakalanıyorsun çocuğuna
ve her gece
yeni bir yalnızlığı çıkarıp teninden
o trenin kömürlü sesine asılıyorsun
...
biliyorum
toprağın insana yolculuğu adına
amentüyle kurtaramam seni...
en içteki penceremi
sonuna kadar açıyorum KONUŞ !
öfkeni dağıtmaya yetmiyor mu
bu dağlı rüzgar ?
işte sana demin bahsettiğim o tren...
her gece o serin yerden demir alıp
şehri dolaştırıyor içindekilere..
içindekiler ihtimal ölülerdir..
KONUŞ !!
Demir çığlıklı bu gece
kimin yolculuğudur KONUŞ ?
............susuyorsun ?
...
..
.
Döneceğin gün soyunup
aynı elbiseleri giyer gibi...
mahçup bir sevgili gibi
ırmağın kıyısında...
ay ışığında..
uçurum ağzında durur gibi
susuyorsun...
seni anlatmadım...
ve senle uyuyan sevdamızı hep
tanıdıklarımdan dinledim..
ve hep aykırı sokaklarda gördüm seni
KONUŞ !

SENİ KAVGAYA DAVET EDİYORUM
Çıkar ellerini taş toplamaya başla
bildiğin gibi bir doy benden...
susuyorsun...
susuyorsun KONUŞ !

KONUŞ!

Sabıka kaydın yok bende...
KONUŞ!
Bari suçumu bileyim :/

Bir SELBİHAN Şiir'i
Konus - SELBIHAN