- Ey Nakib; bu dertli halktan kime acırsın?
Azrail:
- Herkese yüreğim yanar, lakin emri ihmal etmekten korkarım, hatta derim ki;
Allah gençlerin yerine beni feda etse!..
Allah:
- Daha çok kime acırsın, gönlün kime yanar, hangi kula daha ziyade kavrulur?
Azrail:
- Bir gün; bir gemi, koca dalgalar arasında ceviz kabuğu gibi sallanıp dururken emir aldım, gemiyi paramparça ettim.
"Hepsinin canını al, yalnız filan kadınla o çocuğun canını alma"dedin... Hepsi emrin mucibince deryayı boyladı, ecel şerbetini içtiler,kadınla küçücük çocuğu birer tahta üstünde kaldılar. Dalgalar tahtalarısürüklerken; "*****n ruhunu kabzet, çocuğu yalnız bırak" diye emrettin.Ruhunu alarak çocuğu anasından ayırdım, ama sen de bilirsin ki, bu banao kadar acı geldi ki, çok büyük yaslar gördüm, o çocuğun acısı içimdenhiç çıkmadı!.. Dedi.
Allah:
- Ben o çocuğu kendi lûtfumla yetiştirdim. Dalgaya: "Onu bir ormanaat!.." Dedim. O ormanı; güller, reyhanlar, sümbüller, yenmesi hoşmeyvelerle bezedim. Binlerce güzel sesli kuşlar, tatlı pınarlar,güllerden yataklar verdim. Fitneden korudum. Güneşe; ona zarar verme,yele; ona yavaş es, buluta; onun üstüne yağmur yağdırma, şimşeğe; ona okadar şule verme, kışa; yeşillikleri tamamen tüketme, yaza; bu bahçeyiyakma diye emirler verdim.
Rabbim cümlemize son nefeste kelime i şehadet getirerek güzel ölüm nasib etsin!
alintidir