« Yanıtla #1 : Şubat 14, 2012, 04:09:31 ÖS »
ÖLüm KüLLerine Miras DuyguLar . .
Gözlerindeki tedirginliğe inerken kanadı kırık kuşlar gibi
Kimselere görünmeden korkulan gecelerin hüzün tarafına saklanarak gelmiştim
Biliyordum karanlığın ışıklardan korktuğunu
Saklanmayacaktım yüreğine
yeni bıçak yemiş yaraların kırmızıları gibi düşecektim
Yokluğun dayandığında ölümlere
titrek adımlarım başlar
Beyaz güllerin ayrılık çığlığı gibi
Kan kırmızı akarım gecelerin şahdamarlarında
Göçe merdiven dayayan ezgiler dudaklarımda süzülürken
Özlemlerin kucağında uyuttuğum gecelerin safağında hangi masal yoklar beni
Pencerelerimden bir türlü girmez beklediğim baharlar
Bir sancıdır saplanır gözlerimdeki yaşlara
Anlarım ki sezeryan yaşamış duygularım
Geç gelmiş vuslatın ayaklarına dolanmış meğer yorgunluklarım
Yokluğun saatini kurduğu zaman
Gecelerin artık taraflarına saklanırım yalnızlığım uyanmaya başlar
Hep aynı yerde özlemekte olduğunu bilirim
Aynı dünde kaldığımı
Nabız atışlarımın dinamitlendiği yeri
Ölüm küllerine miras duygularda kaldığımı
Zamanı gelmiş meğer
Sevdaları parmak uclarımla yoklarken
Yaralarımı gördüm
Kanarken ağladım
Biliyormusun bir hayal bile gönderemedim mavilerine
Ağlayan kadınları anlıyorum artık
Bedelsiz sunulan duyguların kırmızılara batırılmış ihanetlerini...
Kayıtlı
Hayat kırıntılarıyla değil, kalıntılarıyla varlığı hissedilerek toplanmalı ve yutulmalıydı. Bunun için her şey SEV-ilmeliydi çünkü bütün karanlıklar SEV-giyle aydınlanırdı....